SON YENİLİKLER

Sıtmanın İzinde: Tarihin Korkulu Hastalığı ve Etkileri

Bu yazı, tarihin başlarından günümüze uzanan sıtma hastalığının etkilerini ele alıyor. Sıtmanın yayılma mekanizmaları ve etkileri tarihsel bir perspektifle inceleniyor. İnsanlar ve medeniyetler üzerindeki etkileri, Antik Yunan'dan günümüze kadar uzanan dönemde nasıl bir tehdit oluşturduğunu gözler önüne seriyor. 1957'de Dünya Sağlık Örgütü tarafından hedeflenen sıtmanın yok edilme amacı ve bunun için kullanılan yöntemler de ele alınıyor. Günümüzde bile Afrika'nın özellikle alt sahil bölgelerinde ciddi bir sorun olan sıtmanın etkileri ve tıbbi mücadelesi de tartışılıyor. Sıtma hastalığının geçmişten günümüze nasıl şekillendiği ve insanlık tarihindeki yerini anlamak, sağlık alanındaki gelişmeleri anlamak için önemli bir perspektif sunuyor.
 Sıtmanın İzinde: Tarihin Korkulu Hastalığı ve Etkileri
Okunuyor Sıtmanın İzinde: Tarihin Korkulu Hastalığı ve Etkileri

Tarihin derinliklerinden günümüze uzanan acı bir gerçek: ölen erkekler, kadınlar ve çocukların yarısını sıtma alıp götürdü. Bu 2500 yıllık kara bulut, kıtlıkları, kuraklıkları ve türlü salgınları geride bırakarak yavaşça tüm yaşamları sarıp sarmaladı.

Sıtma, ansızın gökyüzünden yağan salgın kuşaklarının vurduğu gibi ani bir darbeyle gelmez. İnsanları yavaşça zayıflatır, kanı sömürür, bağışıklık sistemini çökertir. Bu sinsi parazit, grip ya da veba gibi ansızın saldıran akıncı ordularının aksine yavaşça ilerler.

Sıtmanın insanlarla ilk tanışması, tatlı patates ve diğer nişastalı bitkileri yetiştirmek için yağmur ormanlarını yok eden Afrikalı çiftçilerin ellerinden geldi. Ardından sıtma Afrika sınırlarını aştı ve M.Ö. 5. yüzyılda “Hastalıkların Kralı” olarak Hindistan’da boy gösterdi. İlk büyük Avrupa salgını ise, Romalıları besleyen Campagna Romana adlı verimli bataklık arazide 1. yüzyılda patlak verdi. Ardından beş yüzyıl boyunca sıtma, Roma toplumunu sardı.

Köle ticareti ile Yeni Dünya’ya sıçrayan sıtma, Karayip ve Latin Amerika’nın alçak kıyı bölgelerinde yerlileri yok etti. Etkisi o kadar büyük oldu ki, Latin Amerika kıyılarında sadece Afrikalılar ayakta kaldı ve kendi kültürlerini yaşattı.

Sıtma, Antik Yunan’dan Roma İmparatorluğu’nun çöküşüne kadar pek çok medeniyeti etkiledi. Büyük İskender’den Amerikalı General Westmoreland’a kadar birçok ordu için en büyük düşman oldu.

1957’de Dünya Sağlık Örgütü sıtmanın yok edilmesini hedef olarak belirledi. DDT ilacıyla sivrisinekler öldürülerek sıtma kısa vadede kontrol altına alındı, ancak bu ilaç kuşları, balıkları ve anne sütünü zehirledi. Dünya Sağlık Örgütü sıtmanın yayılmasını yüzde 80 oranında azaltsa da sıtma paraziti, DDT’ye dirençli yeni nesiller üreterek Sri Lanka, Guyana, Hindistan gibi ülkelerde etkisini sürdürdü. Brezilya’da ise son yirmi yılda sıtma vakaları 50 binden 600 bine yükseldi.

Günümüzde Dünya Sağlık Örgütü’nün çabalarıyla sınırlı yayılım gösteren ancak aynı derecede acımasız bir hastalık haline gelen sıtma, her yıl yaklaşık 600 milyon insanı etkilerken, 1 milyon Afrikalı bebeğe ölüm getiriyor.

Yorum Yap

Giriş Yap
Yazı Ekle